sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Şubat 2022 Salı

Türkiye Picasso’su ile tanınan İsmet xBilen 74.Sergisi-Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

 


Picasso Ölmedi El verdi


Türkiye Picasso’su ile tanınan İsmet xBilen neden harika bir sanatçı? 

İyi soru… Yetenekli sanatçının özelliği, sadece çevredeki dünyayı algılamaya değil, aynı zamanda onu bir şekilde etkilemeye, neşe, üzüntü, keder, mutluluk veya ilham deneyimleme eğilimindedir 


İsmet xBilen’in eserlerinde renkler her yerde tuvali kuşatıyor. Ancak rengin algıyı manipüle etmek için görünmez bir araç olduğu değil, doğru ruh halini aktarma için, kombinasyonunu kullanarak uyum sağlayan, kompozisyon çizimi aktarmak için.


Tuval üzerinde uyumlu ve doğru renkler topluluğu, resmin temel başarısıdır. 


Tuval üzerinde uyumlu ve doğru renkler topluluğu, resmin temel başarısıdır. Doğadaki ve resimdeki renk, bir ve aynı doğal olgudur. İsmet XBilen’in doğadaki renkle ilişkisi ile bir resimdeki renkle ilişkisi arasında derin bir fark var. 


Gelelim, Pablo Picasso ve Türkiye Picasso’su İsmet xBilen’in Benzerliklerine; Çalışmalarının farklı dönemlerine ait eserlerinin, çeşitli yorumlarla, kendi adıyla imzalı eserleri karşılaştırma yapabilirsiniz. 


 Her ikiside en geleneksel akademik sanat eğitimini aldılar. 



Her ikiside nasıl çizileceği biliyor. Çalışmalarını çok başarılı bir şekilde aktarıyorlar. Her ikiside kalem tutmayı öğrendiği andan Picasso ölümüne kadar resim yaptı. İsmetxBilen şu ana kadar. Her ikiside en geleneksel akademik sanat eğitimini aldılar. Aldıkları eğitimle, mevcut olan tüm tekniklerde ustalaştılar - Gravürden heykele. Ve geleneksel olmayan çalışmalara kadar.


Her ikiside alışılmış yöntemleri yıktılar, kelimenin tam anlamıyla onları tuğla tuğla parçalara ayırdılar. Ancak, her zaman var olan birçok isyancının aksine, yıkım uğruna değil, alınan yapı malzemelerinden yeni bir şey inşa etmek için yok ettiler. Biçimi yok ederek yaratırlar, imgeleri taklit edilemez, yarattıkları dünya benzersizdir.

 Evrensel bir algı organı olarak, beş duyu üzerinde üst yapı görevi görmektedir. 




Kronolojik olarak bakıldığında, her ikisini eserleri, ampirik nesnelerden sapma ve herhangi bir dış deneyime karşılık gelmeyen ve bilincin arkasında bulunan iç dünyadan gelen bu öğelerin sayısını artırma yönünde artan bir eğilim göstermektedir. Evrensel bir algı organı olarak, beş duyu üzerinde üst yapı görevi görmektedir. 

İsmet XBilen ayrıca graffiti sanatcısı, Duvar resimleri 10 Bin metrekareden fazla..

İsmet XBilen 74. Kişisel sergisini İstanbul’un yeni gözde turistik bölgesi Galataport Tophane Acanthus Sanat Merkezinde açtı. Tüm Akademisyen, sanatcı, siyasi, iş Dünyasının sanatseverleri ve elit davetliler açılışda hazır bulundular.


Barok döneminin bir Alman bestecisi ve müzisyeni olan Johann Sebastian Bach.



İsmet xBilen, “Bu resmimin ana teması İstanbul ve Joann  Sebastian Bach; neden böyle!; Doğunun Bach'ı aslında Dede Efendi’dir; Batının müzik dahisi ve en büyüğüde Bach'tır...” şeklinde temasını ifade ediyor. 



Gerçekdende bir tarafda ; Eserlerinde Avrupa müzik sanatının geleneklerini ve en önemli başarılarını toplayan ve birleştiren ve aynı zamanda tüm bunları virtüöz bir kontrpuan kullanımı ve ince bir mükemmellik duygusu ile zenginleştiren Barok döneminin bir Alman bestecisi ve müzisyeni olan Johann Sebastian Bach.


Diğer tarafda; Üslûp ve melodik yapı itibariyle çok farklı olan, Türk mûsikisi tarihinin önde gelen birkaç siması arasında yer alan bazı eserlerinde Batı müziği etkisinin arayışların görüldüğü, ifadeleriyle, geniş kitlelere yaymak amacıyla çeşitli formlarda da eserler bestelemiş Dede Efendi. 


Müzikal seslerden tümü renk olarak tuvalde resim dilidir. 






Sanatcı xBilen, müzikden ilham almış. Sanatsal resim araçlarının müzik sesleriyle analojisi de dille olan analoji kadar doğaldır. Gerçekliğin ses fenomenleri, Avrupa veya Doğu müziğinin ses stokunu oluşturan müzikal tonlardan ve enstrümantal renklerden de sonsuz derecede çeşitlidir. Doğanın tüm seslerinden, müziğin dilini oluşturan müzikal seslerden tümü renk olarak tuvalde resim dilidir. 


Renk, sanatçının tasvir ettiği bir gerçeklik olgusudur. Bir resimdeki renk, sanatsal bir araçtır, resim dilinin bir ögesidir. Renk sistemi, genel sanatsal görevlerden koparılarak kavranamaz. Resim dilinin bir temsil dili olarak yaratıldığını asla unutmamalıyız. Renk neyi ve nasıl tasvir ettiğine bağlı olarak birçok yeni nitelik kazanır. Soyut olarak alınan renkler, renk gövdesinin noktaları değil, renk sistemine giren ve uyum sağlayan resimsel dilin kelimeleridir. Temaya uygun kavramı kapsıyor sergi.


İsmet xBilen sergi eserlerinde Reçine, papatya yağı, kök boyaları, vs 40 değişik malzeme.kullandığını, sergi özünde matematik ve cebirsel düşüncelerinin evrenin sonlarını geçmeye çalışan düşüncelerini koyduğunu, Coronavirüs oluşmadan, coronavirüse doğru yalın kılınç hucum etdiği kompozisyonu örnekliyor.


İşte gerçek bir sanatçı.



Yaptığımız röportajda birde anekdot paylaşıyor. “Hiç tanımadığım Dünyanın bir numaralı hatta en büyüğü bir sanat editörü, hakkımda yaptığım resimleri bir yerde gördükten sonra şunları söylemiş; " İşte gerçek bir sanatçı. " bunu söyleyen Dünyanın bir numaralı müzesinin yani Newyork metropolitan müzesinin sanat editörü; direktörü Peter Kiristoff.”


İsmet xBilen’in sergisi, Tophane Mumhane caddesi Acanthus Sanat Merkezde 28 Şubata 2022 tarihine kadar izlenebilir.


yilmazparlar@yahoo.com



27 Ekim 2020 Salı

Saype-Duvarların Ötesinde Dev Eller




Duvarların Ötesinde Dev Eller 

Dev Fransız sanatçısı Guillaume Legros ( Saype)’nin, dağları, tarlaları süsleyen, en iyi dronlar tarafından görülebilen, devasa biyolojik olarak parçalanabilen eserlerinden, yeni projesi “Duvarların Ötesi” İstanbul’da

Dünyanın En Büyük İnsan Zinciri İstanbul’dan Geçiyor

İnsan zinciri ve insanların giderek daha fazla kendi kendilerine kapandıkları bir zamanda birlikteliği sembolize eden, çimlerde birbirine kenetlenmiş bir dizi eli püskürterek, yüzlerce metrekareyi kaplayan projesinin hedefi, Dünyadaki şehirlerin birbirine tutunmuş kolların benzer resimleri boyamak. Amaç "Birlikte Yaşamak", sınırların ötesine geçmek ve tarihin ölü olmadığını hatırlamak. 

Sokak sanatı ve kırsal sanatı (landart) birbirine bağlayan sanatsal bir hareketin sansasyonel öncüsü olarak tanınan Guillaume Legros’un  (Lakabı Saype, Say ve Peace kelimelerinden oluşturulan kısaltma), Duvarların Ötesinde (Beyond Walls) projesin İstanbul ayağı; İsviçre İstanbul Başkonsolosu Julien Thöni, Fransa İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin hazır bulunduğu, Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da gerçekleşen basın toplantısında tanıtıldı.


İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Kültür A.Ş., Beşiktaş Belediyesi, Boğaziçi Üniversitesi, İsviçre Başkonsolosluğu, Institut français Turquie ve UPS'in desteğiyle gerçekleşen projenin basın toplantısında; İBB Kültür A.Ş. Kültür Etkinlikleri Müdürü Esra Koraltan, Boğaziçi Rektör Danışmanı Prof. Dr. Zafer Yenal, İsviçre İstanbul Başkonsolosu Julien Thöni, Fransa İstanbul Başkonsolosu Olivier Gauvin belediyemizden Kurumsal İlişkiler ve İletişim Direktörü Çağdaş Yıldızın konuşmalarından sonra Saype önemli mesajlar verdi. Saype’ın ‘Duvarların Ötesinde’ projesi kapsamında dünyanın en büyük insan zincirini yaratma amacıyla çıktığı yolda Paris, Andorra, Cenevre, Berlin, Ouagadougou, Yamoussoukro ve Torino gibi kentlerden sonra şimdiki durağı İstanbul 

Fikirlerin dolaşımında sanatın büyük önemi var.

İstanbul’da olmakdan duyduğu büyük onurdan söze başlayan Saype, fikirleri harekete geçirmek istediğini, değerleri, inançları paylaşmaya çalıştığını söyleyerek projeye destek verenlere teşekkür etdi.

Saype, “Fikirlerin dolaşımında sanatın büyük önemi var, dil engelinin ötesine geçiyor ve ancak sanatla gerçek bağlar kurulup yaratılabilir. İstanbul’da öyle bir dönemindeyiz ki birçok yerdeki gibi kutuplaşmalar söz konusu. Ancak beraber hareket edersek önümüzdeki sorunlarla baş edebiliriz. Çünkü her şeyiyle çok bağlantılı bir dünya içerisindeyiz. Tıpkı domino taşları gibi. O nedenle sorunlara çözüm bulmak için birlikte, ortak bir sesin oluşturduğu kimlikle hareket etmeliyiz. İnsan zinciri oluşturmak için de kenetlenen ellerden daha anlamlı bir sembol olabilir mi? Burada fiziki değil zihinsel sınırları aşmak istiyoruz ve maalesef insanlık tarihinden beri kafamızda sınırlar var" şeklinde konuştu.

Projelerin oluşmadaki şekillenmedeki fikir kaynağı ile ilgili sorumuzun anahtarı durumundaki vermek istediği mesaj ve en ilgi gören eseri yani mesajı, sorumuza aldığımız cevapla, barışcıl aktivist sanatcı olduğu  izlemini hemen gösterdi.

Bağımsızlığı, Cumhuriyeti, Devrimi Ve Demokrasiyi Kutlayan İkonik Bir Anıt

Saype'nin Afrika'ya sıçrama yapmak isteyişinin ve Ouagadougou, Ulusal Kahramanları anıtının dibindeki çalışması, amacı, bağımsızlığı, cumhuriyeti, devrimi ve demokrasiyi kutlayan ikonik bir anıtın eteğinde önemini vurgulamak.   

Burkina Faso’nun büyük bir güvenlik ve jeopolitik krizden geçtiğini, şu anda ülkenin iyimserlik, destek ve karşılıklı yardımlaşma mesajlarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç duyduğuna inandığnı, söyledi.

Ouagadougou ve Yamoussoukro gizemleri, göçmenleri insan ticaretine ve bununla bağlantılı sömürü ve istismara karşı savunmasız kılan modern kölelik arasındaki bağlantıyı dile getirmek. 

Göçmenlerin en savunmasız ve hangi koşullarda modern köleliğe açık olduğunu vurgulamak, Köleliğin başlangıç yeri Afrika’ya odaklanmak, insan tarihinin en utanç verici zamanı hatırlatmak.     

Günümüzde seyreden, göçmenlerin insan kaçakçılığın, zorla çalıştırma ve modern köleliğe dikkat çekmek duyarlık kazandırmak savunmasızlık alanların yok olmasın sağlamak mülteciler için çarpıcı 'umut mesajı'oluşturmak.

Toplantı sonrası pandemi nedeniyle geleneksel toplu foto Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall bahçesinde çekiminden sonra basın toplantısı sona erdi.

yilmazparlar@yahoo.com


kaynak: Net Haber Ajans

10 Mart 2020 Salı

İsmet X Bilen Guinness Yolunda _Yılmaz Parlar




X Bilen Guinness Yolunda 

Türkiye’nin Pablo Picasso’su olarak bilinen, Uluslararası ünlü çok yönlü dev sanatcı İsmet X Bilen 50 yıl üstü sanat üretim sürecinde yaptığı duvar resimleri Guinness rekora doğru gidiyor.


Plastik resim sanatı ile birlikde duvar resimleri, heykeltıraşlık, mozaik sanatlarınıda beraberinde icra eden sanatcı son olarak Aksaray Laleli’de çok sayıda isim yapan gastronomi işletmecileri yetiştiren ekol olan tarihi Aksu Hotel Restaurant işletmelerinde yapmakta olduğu, İstanbul temalı duvar resimleri ile birlikde l10 binlere yaklaşmış durumda. Dünya Guinness rekoruna giren sanatcıların aksine fizikel meydan okuma yerine kurguladığı zihinsel performansıyla büyük bir titizlikle estetiksel dokunuşla duvarlara hayat veriyor.




Beceri öğretilen ve öğrenilen bir şeydir ve eğitim adımlarından geçerek ustalık geliştirirsiniz. Yetenek doğal, doğuştan gelen bir yetenektir. Resim yapma yeteneği bazı insanlara doğumdan itibaren verilir ve bu doğal yeteneği daha fazla çalışarak ve yeteneklerini artırarak güçlendirebilirler.


İsmet X Bilen’de işte bu doğuştan gelen bir yeteneklerden biri. Günün 12 saatini sanatını icra etmekle geçiriyor. İsmet X Bilen’i Aksu Hotel restaurant işletmelerinde yine duvar resmi yaparken bulduk.  Kendisiyle kısa bir söyleşi yaptık.





smet x Bilen, “  Dile kolay tam 50 yıldır renk ve ışık yörüngesinde en klasik biçimde iç mekanlarda kocaman kocaman sınırsız duvar resimleri çiziyorum...Renk ve matematiğin akış biçiminde…” 


5 yıldır Avrupa'nın değişik ülkelerinde; İspanya, Norveç, Fransa, İtalya'da, ve özellikle Almanya’da değişik mekanlarının duvarlarında resimleriyle Türk sanatcısı olarak eser bırakan sanatcı X Bilen, Almanya’da daha çok İtalyan restaurantlarına resim yaptığını söylüyor.

Mekanlara yaptığı resim boyutu ile sorumuza “ Tam beş yıldır aşağı yukarı her ay ortalama 100 metre kare diyebiliriz. İtalyanlar çok neşeli İnsanlar; onlara hep resim yaparken İtalyan klasiklerini dinleyip, meşhur grappalarını içip zevkle Roma’nın ve Roma’nın üzüm bağlarının resimlerini yaptım.”




 İspanya'da bulunduğu zaman İspanyollara resim yapmak daha büyük bir zevk olduğunu, meşhur İspanyol meyhanelerine resimler yaparken küçükken 1973-74 yıllarında İzmir’den Salvador Dali’ye gönderdiği resimleri hep aklına geldiğini dile getirerek  “Meşhur ressam Nurettin Erğüven bana kızmıştı. Niye adamı rahatsız ediyorsun   diye..” 


Ancak kendine göre en önemli olanı “30 yıldır hiç aralıksız İzmir'in, Egenin, Akdenizin bazı tarihi mekan ve restaurant ve yerleşimleriyle birlikte  iç ve bazı dış mekanlarda çizdiğim duvar resimleri ruhumun istençleriyle, bembeyaz büyük duvarların bilgelikleriyle birbirimize duvarlarla bağlanmayı öğrendik. Birbirimizle çizilmeyi, renklenmeyi, işlevsel kullanılmayı öğrendik. Nasılki tuğla harçla birleşmeyi düşünüp duvarlaşıyorsa, bende ruhumdaki renk bilgimle duvarların içine doğru yürüyüp resim oluyorum.” Şeklinde Türkiye’de yaptığı resimlerinden daha çok keyif aldığını aktardı.


Elbetde İsmet X Bilen’in Guinness rekoruna girme şeklinde çabası yok. Ancak gizli bir rekortmen olarak Türk sanatcımızdan gurur duymalıyız.


 yilmazparlar@yahoo.com

20 Şubat 2020 Perşembe

Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe-Yılmaz Parlar

 Fransa Türkiye İlişkilerini kutlamak

Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter katıldığı, Notre Dame de Sion Fransız Lisesindeki “Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe” isimli sergi açılışında yaptığı konuşmasında bu sergi Paris ve İstanbul’un güzelliklerini yeniden keşfetmeye ve Fransa Türkiye İlişkilerini kutlamaya davet niteliğinde olduğunu söyledi.





Kuratörleri Aylin Koçunyan ve Sinan Kuneralp’in olduğu sergiye Şişli kaymakamı, İstanbul Fransız Kültür merkez müdürü Christian Schnell, İlçe Milli Eğitim Müdürü Üniversite rektörleri NDS Mezunler dernek Başkanı, NDS mezunları ve seçkin davetlller katıldılar.





18 şubat 2020 Salı günü sergi açılış konuşması NDS okul direktörü Yann de Lansalut tarafından yapılırken, Lansalut’un Fransızca konuşması Türk Müdür Suzan Sevgi tarafından Türkçeye tercüme edildi.


NDS Okul Müdürü Yann de Lansalut “160 yılı aşkın süreden beri Notre Dame de Sion Fransız lisesi çifte aidiyetle bir yandan Fransa’ya diğer yandan da Türkiye’ye bağlarıyla şekillendi ve yapılandı.”  dedi



III Napolyon’un kızlara eğitim hakların veriliş temellerin atıldığını söyledi.

Lansalut “III Napolyon, Sorbonne üniversitesi, Troyes ve Orleans gibi pek çok üniversitelerde kızlara yönelik derslerin açılmasını temin eder. Buna paralel olarak Sultan Abdüllaziz’de kardeşi Abdülmecit döneminde açılan Notre dame de Sion kız lise açılışından sonra mekteb-i Sultan kurulmasını sağlar”sözleriyle okulların hikayesini dile getirdi.




Fransa İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter Avrupaya ilk seyahat eden padişah Sultan Abdülaziz’in III Napolyon’un 1867 Paris sergi davetine katılımıyla Avrupa icratından ilham alarak Osmanlıda yenilik hareketlerinin düşünmesini bugünki Galatasaray temelindeki  Mekteb-i Sultaniye kurmasından ötürü seyahati hafızalarda yer etdiğini söyledi. Buchwalter “Aynı şekilde Abdülaziz’in 1867’de Fransa’ya yaptığı ziyaretin iadesi niteliği de taşıyan Fransa İmparatoriçesi Eugénie’nin İstanbul’a ziyareti. süresince konakladığı Beylerbeyi Sarayı’dan etkilenerek örnek alarak Tuileries sarayına penecerelerine uygulamasıdır.”dedi

Bu ikili ziyaret serginin kurgulanmasını esas alıyor. Avrupa’ya ve imparatorluk dışına seyahat eden ilk Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz’in Paris ve ardından III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugenie’nin Osmanlı Başkenti İstanbul’a ziyaretinin tablo, gravür, fotoğraf, gazete kupür ve arşiv belgeleri, NDS Fransız Lisesi’nde düzenlenen sergiyle aynı bağlamda ele alınıyor.




Aylin Koçunyan, ile yaptığımız söyleşide serginin hazırlıkları 6 ay kadar zaman aldığını öğrendik.

Aylin Koçunyan Sultan Abdülaziz’in Avrupa seyahatleri üzerine bir makale yazmış, buradan esinlenerek NDS Okul Müdürü  Lansalut’ya bu konuda bir sergi hazırlamak üzere teklif götürüyor. Aynı şekilde Sinan Kuneralp de, İmparatoriçe’nin Osmanlı İmparatorluğu’na iadei ziyareti üzerine bir sergi teklif etmiş. Böylece ikisi birleşmiş Paris’te Bir Padişah, İstanbul’da Bir İmparatoriçe isimli sergi ortaya çıkmış.
Serginin ilk bölümü, Sultan Abdülaziz’in Paris seyahatine odaklanarak, bu yolculukla örtüşen dönemin sanatsal, iktisadi ve siyasi bağlamı 
Serginin ikinci ekseni, Fransız İmparatoru III. Napolyon’un eşi İmparatoriçe Eugénie’nin 11-19 Ekim 1869 tarihleri arasında Osmanlı başkentinde geçirdiği bir haftaya odaklanıyor.
yilmazparlar@yahoo.com

16 Şubat 2020 Pazar

Ebru Uygun’un Suma Han'da Biz isimli ebru sergisi -Yılmaz parlar

Renklerle Dans

Ebru Dünyasında Ebru’dan doyumsuz güzellikdeki ebrular.

Bulutlar üstüne çıkararak içsel yolculuk yaptıran, Ebru Uygun’un Sadece kalbin ifadesi değil, kalp ve aklın  birlikte çalıştığı, sıra dışı tekniklerini uyguladığı, “Biz” adlı muhteşem ebruların oluşturduğu sergisi, Suma  Han’da sanatseverlere kapılarını açtı.




Sanatda yürek ve zihin beraber hareket etdiğinde renk kombinasyonunda bir denge oluşur. Ebru Uygun’un bu uyumlu ebruları, seyirci düşüncesine ilham veren, derin deniz mavisinden, deniz yosununa, toprak üstü tüm yeşil tonların ve gün batımın olağanüstü görünümdeki tüm renklerin akışları, gizem içinde desenlere dönüştürülerek damarlı küpler şeklinde büyüleyici eser bütünlük sağlamış.


Bu nedenle herkes kendi benliğinde kendine ait bir şeyleri bulacağı için Serginin “Biz” ismini  çok uygun bulduk. “Biz” isimli serginin herkesin ortak kaygılarına dair merkezine kendi  hayatını koyarak birşeyler söylemek istediğini görüyorsunuz.




Yerel ve uluslararası sanatçılarla sanat ve sanatla ilişkilendirilmiş 2018 yılında Banu Bilen ve Begüm Alkoçlar tarafından kurulan Standart Contemporary, Suma Han’da yeni sezonunun ilk sergisine, Ebru Uygun’un eserlerine yer vermekle dinamik başlangıç yapmış oldu.

“Tüvana” Okuma İstekli Çocuk Eğitim Vakfını kuran, 102 No’lu  Oda, Dokunduğum Yürekler, Birlikte Büyümek, Gönül Irmağı, 180 Günde Hayallere Yolculuk isimli kitapları bulunan 10 senedir, geleneksel yöntemlerle ebru sanatı üzerine çalışan Ebru Uygun’un sergisinin küratörlüğünü Begüm Alkoçlar üstlenmiş.


13. yüzyılda, ilk formları Orta Asya'da ortaya çıkan ve Anadolu'ya yayılan yüzdürüldüğü, tasarımlar ve desenler oluşturmak için özel aletler kullanılan görüntü yakalanan asırlık sanat formu ebruyu Ebru Uygun özel ve zor tekniğiyle yeniden tanımlamış.





12 Şubat 2020 Çarşamba günü Suma Han’da Standart Contemporary’nin organizasyonu ile gerçekleşen açılışa iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri ve akademisyenler katıldılar.  

Çeşitli  boyutlarda üretilmiş küplerden oluşturulan  her seferinde farklı bir bölgesinin ebrulanmış enstalatif yapıtı hakkında gerek, sanatcı Ebru Uygun’dan, gerekse kuruluşları hakkında TOÇEV Direktörü Eda çetin Standart Contemporary sahipleri Banu Bilen ve Begüm Alkoçlar direktörü Mina pamir’den bilgiler aldık.

Sergi 6 Mart 2020 tarihine kadar sanatseverlere kapılarını açık tutacak.

yilmazparlar@yahoo.com