sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
sanat etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

22 Aralık 2022 Perşembe

Summart-Kökleri Toprakdan Uzak-Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

  Summart-Kökleri Toprakdan Uzak

Ruanda Fahri Konsolosu Zeynep Bora’nın icra direktörlüğüğünü yaptığı Summart Sanat Merkezi yine mükemmel bir sergiye ev sahipliği yaptı.



Seçil Büyükkan sanatcının “Kökleri Toprakdan Uzak”  isimli sergi açılışına  Başda Art Tv ve Ekav Vakfı kurucusu İnci Aksoy Televizyon Programcısı İsmail Küçükkaya olmak üzere İş ve sanat Dünyasının ünlü isimleri akademisyenler elit sanatsever davetliler katıldı.



Ağaçları kökleri görünce Descartes gözlemleri ve Van Gogh'un Efsane son resimlerinden biri olan ağaç köklerini hatırlatdı.

Descartes, felsefenin tamamı bir ağaca benzer: kökleri metafiziktir, gövdesi fiziktir ve gövdeden çıkan dalların tümü diğer bilimlerdir.

Felsefe ağacının kökleri hangi toprakta tutunur? Kökler -ve onların aracılığıyla tüm ağaç- besleyici sularını ve güçlerini hangi topraktan alıyor? Toprağa gizlenmiş olan hangi element ağacı destekleyen ve besleyen köklere girer ve burada yaşar?... 

Van Gogh'un tarihi tablolarından biri olan sanat dünyasına bırakdığı miras eseri kökler ve gövdelerin pitoresk bir kombinasyonunu akla getiriyor. 

Sanatcı Seçil Büyükkan ile yaptığımız söyleşide Uzak doğu felsefesinden yola çıkarak aldığı ilhamla Kökleri işlemiş.



Kökler topraktan ayrılmış boşlukta sallanıyor. Resimler  birçok yönden benzersizlik yaratıyor. Güçlü vuruşlar yerine daha naif çizimler yer alıyor tablolarda, kaos derlemelerle seyirciyi düşünceye bırakıyor.

Toprağı incelediğimizde;Topraklar çeşit ve yapılarına göre farklı su tutma kapasitesine sahiptir. Toprağın bu özelliğine uygun olarak her bitki, kendisi için gerekli olan su miktarını temin edebilmek için toprağın çeşitli derinliklerine kadar uzanan, çok çeşitli tipler gösteren ve oldukça geniş bir alana yayılabilen kökleri taşır. Toprağın derinliklerinde bulunan en küçük su damlacığından bile yararlanmaya çalışırlar. 



Güçlü kökleri olan bir ağaç, en şiddetli fırtınaya dayanabilir, Derin kökleri olan küçük bir ağaç türbülansta sığ kökleri olan büyük bir ağaçtan daha iyi durur. 

Köklü Ağaç fazla dal ve kökle güçlenen bir ağaç gibi, kendi toprağımızda tutunmamız gerekiyor. Ağaçta olduğu gibi insanda da durum aynıdır. Yüksekliğe ve ışığa ne kadar yükselmeye çalışırsa, kökleri dünyevi söze, özlü söze, karanlığa, derine, kötülüğe o kadar şiddetle mücadele eder. Kökenlerimizi reddettiğimizde, hangi toprağın ekilmiş olduğunu görürsek onun ürünü oluruz; Ödünç alınan besinleri ödünç alınan köklerle tükettikçe yapraklarımızın renkleri değişen bir ağaç gibi büyürüz. 

Seçil Büyükkan eserlerini kendi ifadesiyle özetle; “Kökleri topraktan uzak bir ağacın eğilimi köklerini toprağa ulaştırma çabasıdır.

İnsanın üzerine düşündüğü en eski konular, doğum-yaşam ve ölümdür. Düşünme bir dizge olarak, insanı, içinde olduğu dünyanın gerçeklerini kavramada somut varoluştan soyut kavramlara yöneltir. İnsansız bir dünyanın varlığı olasıdır, canlılık döngüsü bir zincirini yitirir sadece. Böyle bir dünya tasavvuru, insanın düşünme eyleminin de yokluğuyla, neden-sonuç ilişkisinin karşılıklı ve belirli kurallarla düzen içinde yaşanması olarak açıklanabilir.”

yilmazparlar@yahoo.com

 

9 Nisan 2022 Cumartesi

Kadınlık ve Sürdürülebilirlik Sergi-Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

 


Kadınlık ve Sürdürülebilirlik 


25 Eylül 2015’te Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Zirvesi’nde dünya liderleri tarafından kabul edilen, Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri doğrultusunda 169 amacı kapsıyan, 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi'nin ayrılmaz bir parçası, cinsiyet eşitliğinin sağlanması, yani fırsat eşitliğini sağlamak kapsamında İsviçre Türkiye Sanat Projesi ses getirdi.



Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projede sergide yer aldı.



Ankara İsviçre Elçiliğinden sonra İstanbul İsviçre Başkonsolosluğunca sergi düzenlendi.


İsviçre Türkiye Sanat Projesi kapsamında ‘Kadınlık ve Sürdürülebilirlik’ sergi açılışında İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni başda olmak üzere çeşitli ülke Konsolosları, temsilcileri, İsviçreli Firmalar müdürleri Novartis, Zürich Sigorta CEO’ları, akademisyenler, sanatcılar, elit davetli grup katıldı. 



Projenin mimarı, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner.


Carole Kambli ve Burçak Yakıcı’nın küratörlüğünü üstlendiği kültürel proje sergide üç İsviçreli sanatçı Talaya Schmid, Aglaia Haritz ve Patricia Jacomella ve üç Türk sanatçı Gözde İlkin, SENA ve Ecem Yerman yer aldılar 



İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni

Açılış konuşmasında, İstanbul İsviçre Başkonsolosu Julien Thöni yoğun ilgiden çok katılımdan memnun olduğunu belirtdi. Projenin farklı konu ve şekillerde kültürel etkinlikleri desteklemek için organize edildiğini, İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tiner’in bu yıl Kadınlar Günü'nü kutlama fikriyle, Kadınlık ve Sürdürülebilirlik adlı büyük ve yenilikçi bir İsviçre Türk sanat projesi geliştirdiğini söyledi.

Proje kapsamında, Üniversiteler, STK'lar ve çeşitli kişilerle çalıştay görüşmeleri, fikir alışverişleri gerçekleştirdiklerini sergiylede son bulduğunu, İstanbul’da devam etdiğini açıkladı.

Proje; çeşitli gruplarla karşılaşmaları, birlikte öğrenmeyi ve iş birliklerini mümkün kılmak, birlikte yeni hikayeler oluşturmak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsellik, insan merkezli olmama ve disiplinler arası perspektiflerden yansıtmak, vurgulamak ve ilerletmek için bir deney ve süreç olarak tasarlandı



"Kadınlık ve Sürdürülebilirlik" acil sürdürülebilirlik sorununun

kadın perspektifinden hareketle gerçekleşiyor. 


Yaratıcı fikirler oluşturabilmek ve sanat yoluyla karşılıklı etkileşime geçilebilecek bir platform yaratmak amacıyla sanatın, feminist sanatın ve ekolojik dünyanın en kilit isimleriyle bağ kurarak yerel kurumları birleştiren Projedeki sergi için; İsviçre Büyükelçiliği Kültürel İşler Müsteşarı Ariane Tinner de serginin iki ülke sanatçılarını bir araya getirdiğini ve gücünün çeşitliliğinden kaynaklandığını belirtti.


Daha adil ve sürdürülebilir bir gelecek için sanat ve kadınlar neler yapabilir? Şimdiye kadar birbirinden bunca ayrı düşmüş doğa ve kültür, birey ve topluluk, bilginin farklı disiplinleri, rasyonalite ve bilinçliliğin diğer türleri yeniden nasıl bir araya getirilebilir? Sanatsal projeler vasıtasıyla yeni ağlar ve bağlantılar nasıl yaratılabilir? Doğa, Kültür ve Kadında yola çıkılarak proje fikri oluştuğu dile getirdi.

 “Kadınlık ve Sürdürülebilirlik”, sürdürülebilirliğin öncelikli durumunu sanat aracılığıyla kadın bakış açısından ele alındı.

Proje; çeşitli karşılaşmaların, farklı gruplar içerisinde birlikte öğrenmenin, birlikte çalışma olanaklarının ve iş birliklerinin önünü açarak, beraber yeni hikayelerin yazılmasını sağlamak ve sürdürülebilirlik konusunu kesişimsel, insan-merkezci olmayan ve disiplinleri-aşan farklı bakış açılarını yeniden düşünmek, vurgulamak ve geliştirmek için fırsat yaratacak bir deneysel süreç olarak tasarlandı.

Carole Kambli ve Burçak Yakıcı küratörlerde yaptıkları konuşmalarında, dayanışma, sığınmacılar, göçmenler için konsey ve sosyal uyumdan söz etdiler uzun süre sonunda arkadaşlıklar dostluklar kurulabildiğinin altını çizdiler.. 



 Sanatcılarla yaptığımız kısa söyleşilerde


Ecem Yerman “Normun dışında kalmış «öteki» bedenleri(kadın, erkek, trans) temsil eden kâğıttan giyilebilir heykeller ile toplumsal cinsiyet rollerimizin yapaylığı vurgulanmıştır. Kâğıt malzeme katmanlardan oluşması ve dokusundan dolayı insan derisini ve kabuğu çağrıştırmaktadır. Yırtılabilir oluşu ile de yaranabilir oluşumuz yansıtılmaktadır. Giyilip-çıkarılabilir olması ile de inşa süreçlerinin değişkenliği ve yapaylığı vurgulanmak istenmiştir. İç bükey ve dış bükey aynalar ise güç- iktidar, gözetlenme- denetlenme durumuna gönderide bulunmak için kullanılmıştır. Bedeni üzerine giyen veya doğrudan aynaya bakan kişi kendisinin nasıl görüldüğünü tam olarak görememesi amaçlanmıştır.  Görme algılarımızı değiştiren aynalar; kendimiz ile gerçekte ne kadar yüzleşebildiğimizi, bilinç dışından bize yüklenenlerden bağımsız kendimizi olduğumuz gibi göremeyişimizi yansıtmaktadır. İzleyicinin bedenleri giymesi sayesinde «öteki» ile tanışması, onu deneyimlemesi ve kendi öteki oluşunu fark etmesi amaçlanmıştır.” Şeklinde yaptığı enstalasyonu hakkında bilgilendiriyor.

Aglaia Haritz, “Sanat benim için artık evrenin merkezi olmayan, bir bütünün parçası olması gereken insan hakkında konuşma aracıdır. Odak noktasının insan olduğu sosyal alanla ilgileniyorum. Çatışma bölgelerindeki yaşam beni etkiliyor ve çeşitli medyaları inceliyorum, plastik bir sanat eseri geliştiriyorum. Kadınsı ve eril olanı kışkırtıyor ve plastik bir şekilde sorguluyorum.” Kendisini ifade ediyor. 

Eserleri hakkında “Erkek ve kadın cinsiyeti değil, her ikisi de insanın ayrılmaz parçaları olan eril ve dişil. Bu iki parça birbiriyle çatışıyor, böylesine ciddi ve önemli bir tema için yumuşak ve hafif malzeme kullanılarak altı çiziliyor.

Sanat eserini daha etkileyici, keskin ve hatta acı verici hale getirmek için zaman malzeme kumaşları, tekrarlanan dikiş hareketi, çizimler daha çok içsel kişisel içsel bakış ön plana çıkıyor.  

Taması Kadınlık ve Sürdürülebilirlik olan Sergi Çemberlitaş Barın Handa sergi 30 nisan 2022 tarihine kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.

yilmazparlar@yahoo.com 

24 Mart 2022 Perşembe

Nevmekan Selimiye Billur Sergi-Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

 Billur Gibi Billur Sergi

Selimiye Hamamı, Nevmekan Selimiye Galeri Sanat evine dönüştü ilk sergi Billur Sergi

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ilan edilen, 2022 Cam yılında, Osmanlı kaftanlarını, objelerini cam ve metal kullanarak olağanüstü sanata dönüştüren, cam sanatçısı Yasemin Aslan Bakiri, “Billur” isimli sergisiyle muhteşem bir açılış yaptı

Yasemin Aslan ifadesiyle; “Camın yanı sıra bakır ve gümüşten yapılan kaftanlar gücü simgeliyor.” Hükümdarların ihtişamı, ayrıca fermanlar, kalkanlar, duvar heykelleri, cam takunyalar, her bir sanat eseri padişahların ve saraylarının görkemli dünyasını yansıtan sergi sanatseverleri eski çağlara taşıyor..


Eserlerinde modernlikle geleneksel yöntemleri bir arada kullandığını dile getiren cam sanatçısı Yasemin Aslan Bakiri açılış konuşmasında "Cam bir yolculuk, motifler ise bambaşka diller. Dil, bildiğimiz gibi kültür taşıyıcıları yani yolcu diyebiliriz. Bu dili tercüme ederken Osmanlı kaftanlarında günümüzün formlarını kullanırken özellikle imparatorluğun ihtişamını yansıtmayı istedim." dedi.



Tüm sanatlar Aslında tarihle kesişir.

Yasemin Aslan, zaman zaman eserlerinin hikaye kahramanları gibi canlandığını düşündüğünü söylerek "Bu tarihi yapıda Billur sergisi için tasarlayıp ürettiğim rengarenk cam nalınların ayak seslerini belki sizler de duyabilirsiniz. Çünkü sonuçta zaman, mekan oyunu içindeki bu çağdaş eserler geçmişin izlerini taşımakta. Siz cam deyin, ben uzun bir yolculuk. Bu sergi sizlere sınırlarımızın ötesinde farklı bir perspektiften tarihe bakma olanağı sunuyor." Şeklinde eserlerini özetledi 



Üsküdar Belediye Başkanı Hilmi Türkmen, özetle “Tarihi bir mekandayız. Bu mekan 1960’lara kadar değişik zamanlarda hamam olarak vazifesini icra etmiş. Daha sonra ne yazık ki kaderine terk edilmiş. Biz Üsküdar Belediyesi olarak burayı devraldık ve aslına uygun bir şekilde kütüphane haline getirdik. Şu anda burası bir kütüphane, bir kitap kafe ve aynı zamanda bir sanat merkezi. Sanatın insanları ve toplumları birleştirici özel bir gücü vardır. Sergi sayesinde bu tarihi mekanın bu amaca hizmet ediyor.” dedi



Türkmen, “Hamamda ilk defa muhteşem bir sergiyle açtık artık eserleri sergilemeye başlıyoruz. Bugün de burada yaşayan en önemli, en değerli, en büyük cam sanatçılarımızdan, Yasemin Aslan Bakiri hanımefendinin 39 ayrı eserinin sergilendiği Billur Cam Sergisi'ndeyiz. Hakikaten bu hamamın ruhuna, mimarisine uygun çok güzel eserler yapmış Yasemin Hanım. Onları şimdi burada sanatseverlerin hizmetine, beğenisine sunuyoruz." Sergi hakkında açıklamada bulundu.



Cam ışıldamak için hep bir neden bulur


Sanata kavuşturmanın heyecanı taşıyan Başkan Türkmen duygularını, "Bu coşku sadece beni değil, sizleri de, sanatın çok yönlü dünyasının içine çekecek ve sanatın dili, renkleri, ışıltısı herkesi aydınlatacak. Doğadan, insandan, evrenden ilham alan sanatçıların sanat yapıtlarından süzülerek hayat bulan eserler, günümüz problemlerine ışık tutarken, aslında hayatın akışını, zamanın döngüsünü ve arka planda bize güç veren hiyerarşiyi anlatıyor. Kendine has kimyasıyla cam, ışıldamak için hep bir neden bulur ve ahenkle sizi içine çeker. Hassas, kırılgan, naif, akışkan, saydam derken, camı niteleyen sözcükler uzar gider." Şeklinde ifade etdi.



Yasemin Aslan Bakiri, Başkan Türkmen'e camdan yapılmış takunya taktim etti.


Kurdele kesimi sonrası Tarihi Hamam Sanat Galeri Nevmekan’daki sergilenen eserler Krasiva, üçlü grup müzisyenlerin sundukları nefis müzik eşliğinde gezildi



Sergi, 29 Mayıs'a kadar ziyaret edilebilecek.

yilmazparlar@yahoo.com