turizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
turizm etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

29 Ekim 2022 Cumartesi

Antalya Turizm Fuarında Protokoldan Turizm için Neler Söylendi -Yılmaz Parlar haberi

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

 


Antalya Turizm Fuarında Protokoldan Turizm için Neler Söylendi 


GMT Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral, “Amacımız Avrupa’nın en verimli fuarlarından biri olmak”  



AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, “Bizim sektörümüz çok paydaşlı bir sektör, hepimizin ortak paydası turizm. Ülkemizin geleceği için stratejik sektör olarak ilan edilen turizm için hep birlikte çalışıyoruz.”



TURSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Turiste müşteri yerine misafir diyen bir sektörüz. Türk turizminin başarısının altındaki en önemli unsur budur.”



ATSO Başkanı Ali Bahar, “Turizm, istihdamın 4 kişiden birini sağlayan değerli bir sektör. Alternatif turizmin geliştirilmesi ve şehrin katma değer sağlaması.” 




 Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, “Antalya'mız 700 bin yatak kapasitesiyle ülkemizde gerçekleşen toplam geceleme sayısının yarısını karşılamaktadır. Dünyanın en fazla mavi bayrağına sahip kentidir.”




Antalya Valisi Ersin Yazıcı, “Antalya çiftçisinden, otelcisine, küçük esnafından, iş adamına kadar turizmi ve önemini bilen, ülkeye sağladığı katma değeri bilen 2 milyon 650 bin kişiden oluşuyor.”



K.K.T.C Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, “Kuzey Kıbrıs’ın tarihi ve turistik özellikleriyle birçok ülke insanının dikkatini çekmektedir.”



Bu yıl “Bisiklet Turizmi” temasıyla ANFAŞ Fuar ve Kongre Merkezi’nde GMT Fuarcılık tarafından 4’üncü kez düzenlenen Antalya Turizm Fuarı ziyaretçilerine kapılarını açtı. Yurtiçi ve yurtdışından 2.000’e yakın acentenin katılım sağlayacağı ve 27-28 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan Antalya Turizm Fuarı açılış törenine Vali Ersin Yazıcı’nın yanı sıra KKTC Turizm ve Çevre Bakanı Fikri Ataoğlu, Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, ATSO Başkanı Ali Bahar, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, TUROFED Başkanı Sururi Çorabatır, TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, GM Center&GMT Fuarcılık Yönetim Kurulu Başkanı Selçuk Meral ve çok sayıda sektör paydaşı katıldı.





Açılış Konuşmalarında özetle; Selçuk Meral, “Bu konuşmayı 4. kez yapabilme fırsatına erişmiş olmak büyük bir mutluluk. Son 4 senede dünya olarak, insanlık olarak ve tabii turizm sektörü olarak çok büyük zorluklar yaşadık. Bunun sonucunda turizmcinin genlerinde taşıdığı mücadeleci ruh bizde de Antalya Turizm Fuarı olarak ortaya çıktı. Amacımız Avrupa’nın en verimli fuarlarından biri olmak verdiğiniz destek için teşekkür ederiz.” dedi.


AKTOB Başkanı Erkan Yağcı, “Heyecanlı bir gün yaşıyoruz. Antalya ve Türkiye turizmi çok zor 3 yılı geride bıraktı. Bu sene işlerimizin normalleştiği 2019’a yaklaştığımız bir yıl oldu. Bizim sektörümüz çok paydaşlı bir sektör, hepimizin ortak paydası turizm. Ülkemizin geleceği için stratejik sektör olarak ilan edilen turizm için hep birlikte çalışıyoruz. Bazen kendi aramızda sorunlarımız olabilir ama ortak konuşma ve çözüm bulma bu dönemde en önemli şeylerden. Turizm ne kadar iyi olursa bizler de o kadar iyi oluyoruz.”


TURSAB Yönetim Kurulu Başkanı Firuz Bağlıkaya, “Sadece Türkiye’nin değil dünyanın en önemli destinasyonlarından biri olan Antalya’da gerçekleşen bu fuarda sizlerle olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Zorlu süreçlerin ardından turizm sektörünün düştüğü yerden ayağa kalkarak koşmaya başladığı bir dönemdeyiz. Turiste müşteri yerine misafir diyen bir sektörüz. Türk turizminin başarısının altındaki en önemli unsur budur. 2022 yılıyla ilgili büyük bir başarı hikayesi anlatılıyor. Bazı sayılar 2019 yılını geçti. Büyük bir kısmıyla bu rakamları yakaladık. Türk turizminin potansiyel olarak çok daha büyük başarılar yakalayacağını biliyoruz. Gerçek başarı için daha çok çalışmamız gerektiğini düşünüyorum. Antalya Turizm Fuarında olmaktan büyük mutluluk duyuyorum.”


ATSO Başkanı Ali Bahar, “Çok değerli turizmcilerimiz burada, burada turizmin nasıl geliştiğini kimlerle geliştiğini görüyoruz. Antalya çok değerli bir şehir. Pandemiden sonra bunun etkisini çok daha belirgin bir şekilde gördük. Koltuğumuza oturalı 15 gün oldu ve benim 4’üncü etkinlik konuşmam bu. Turizm, istihdamın 4 kişiden birini sağlayan değerli bir sektör. Sürekli söylenen bir cümle var, “Alternatif turizmin geliştirilmesi ve şehrin katma değer sağlaması.” Bu konuda gelişmeliyiz. ATSO olarak gerekeni yapacağız. Bizim amacımız bundan sonra entegre projelerle karşınıza çıkmak.


Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek adına Antalya Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Mustafa Gürbüz, “Antalyamız 700 bin yatak kapasitesiyle ülkemizde gerçekleşen toplam geceleme sayısının yarısını karşılamaktadır. Dünyanın en fazla mavi bayrağına sahip kentidir. Bu yılın tam bir geri dönüş yaşandı. 12 bin 467 yabancı misafirimiz geldi. Turizmin sorunlarını çok iyi biliyoruz. Özellikle altyapı, deniz yolları ve arıtma tesislerinin yapılması bu sorunların başındadır.”



Antalya Valisi Ersin Yazıcı, “ Yurt dışından gelen tüm katılımcılara dünyanın en güzel yerine hoş geldiniz diyorum. Bu şehir çiftçisinden, otelcisine, küçük esnafından, iş adamına kadar turizmi ve önemini bilen, ülkeye sağladığı katma değeri bilen 2 milyon 650 bin kişiden oluşuyor. Türk turizmine ve bütçesine şehir olarak katkı sağlamak için, dünyada sunulan turizm hizmetinin en kalitelisini sunarak şehrimize ve ülkemize katkı sağlamaya devam ediyoruz. 2022 yılını güzel geçirdik. Dün itibariyle gelen 12 milyon 545 bin kişi var 15 milyonu inşallah geçeceğiz. Biz kaliteden ödün vermeden, hizmet etmeye devam edeceğiz.”


K.K.T.C Turizm Bakanı Fikri Ataoğlu, “Kuzey Kıbrıs olarak pek çok ülke gibi turizm ürünlerimizi çeşitlendirmek için çalışıyoruz. Kuzey Kıbrıs’ın yıllık döviz gelirlerinin yarısından fazlasının turizmle olduğunu düşündüğümüz zaman turizm, şüphesiz ki Kuzey Kıbrıs’ın lokomotif sektörüdür.


30 bine yakın yatak kapasitemizin iki katına çıkarılması için yaptığımız çalışmalar sonucunda bunları yatırımcıların huzuruna sunup onların davetinin yapılmasıyla ilgili çalışmaları yürüteceğiz. 

12 ay turizminin hareket edebilmesiyle ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Kış turizmi hem ülke ekonomisine hem de ülke turizmine büyük bir katma değer sağlıyor. Kuzey Kıbrıs’ın tarihi ve turistik özellikleriyle birçok ülke insanının dikkatini çekmektedir. Bu yıl verilere baktığımız zaman bizim de 2019 verilerine yaklaştığımızı görüyoruz ve mutlu oluyoruz. Bu yıl, 2019 verilerinin sayılarını daha da ileri taşımak istiyoruz. 


Önümüzdeki sene daha verimli bir sezon geçireceğimizden hiç şüphem yok. Yeni havalimanımızın açılmasıyla büyük gövdeli uçakların gelmesi ve ulaşım maliyetlerinin daha da düşmesi arzu ettiğimiz bir çalışmadır. Önümüzdeki birkaç ay içerisinde havalimanımızın açılmasını hedeflerimizin arasına koyduğumuzu söylemek istiyoruz. 


Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı ile ilgili çalışmalarla bizlere her zaman destek oluyor. Bugün film tanıtımlarının ilk günü, sizlerle de paylaşmak istediğimi belirtmek istiyorum. K.K.T.C. gerçekten anlatılmakla bitmiyor, gelip bir dokunuş yapmanız lazım.”

Konuşmalar sonrası Protokol fuar alanını gezdi. Bilgiler aldı.

yilmazparlar@yahoo.com 



12 Ekim 2022 Çarşamba

Gastronomi Turizm İlişkisi -Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

 Gastronomi Turizm İlişkisi 

7-8-9 Ekim 2022 Tarihlerinde gerçekleşen 4. Afyonkarahisar Gastronomi Festivali kapsamında panellerde düzenlendi. En önemli en yoğun ilgi gören panellerden biri,  Gastronominin Turizm ile  İlişkisi konulu paneldi.



Gastronomi turizmde büyük bir varlıktır. Kültürün bir parçasıdır ve ülkelerin gelenekleri, iyi bir mutfak, herkes için ilgi çekicidir, çünkü hepsi iyi ve lezzetli yemekleri denemek isterler.

Son yıllarda, turizm deneyimlerine ve gıda ile ilgili cazibe merkezlerine giderek daha fazla önem verilmektedir. Küreselleşme güçleri, yerelleşme ve gastronomi ile gıdanın bölgesel ve ulusal kimlik kaynağı ve ekonomik kalkınma kaynağı olarak kullanımı arasındaki ilişkiye özellikle dikkat edilmektedir.

Kalkınma programları, pazarlama faaliyetleri ve turizm ile tarım arasındaki iletişimi içeren gastronomi turizminin gelişimi ile ilgili çok çeşitli çalışmalar yapılmaktadır 

Gastronomi, turistik destinasyonların geliştirilmesi, sürdürülebilirliği ve konsolidasyonu için kilit unsurlardan biri olarak kendini kanıtlamıştır. Özellikle gastronomi, kültür ve turizm arasındaki ilişkinin analizinde tarihi bölgedeki çeşitli restoranlarda yemek yiyen yabancı bir yerin kültürel kimliğinin bir parçası olarak gastronomiye verilen önemi göstermektedir.

“Gastronominin Turizm ile  İlişkisi” konulu panelin moderatörlüğünü Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar üstlendi.  TÜRSAB -Türkiye Seyahat Acentaları Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve Antalya 7 Mehmet Restaurant’ın üçüncü kuşak temsilcisi Mehmet Akdağ panelistlerdi.

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar açılış konuşmasında; “Yıllarca biz bu konuların içinde de olsak. Herhalde her şeyi öğrenmiş, sonuçlandırmış, bilmiş olmayacağız. En az 25-30 yılında bu işe kendini vermiş, TÜRSAB Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın ve 25-30 yıldır hem gastronomi hem turizm sektöründe yer almış, sektörün duayenlerinden Mehmet Akdağ ile bugün gastronomi turizmi ilişkisini anlatmaya çalışacağız.” dedi 

Ilk sözü hem TÜRSAB Türkiye Seyahat Acentalari Birliği Gastronomi İhtisas Başkanı Ömer Kartın’a verdi

“Kartın, Turizmin aslında hepimizin hayatının bir parçası olduğunu, krizin son dönemde insanların ihtiyacı haline geldiğini, yeme içme zaten günlük hayatın bir parçası olduğunu, yeme içme uğruna seyahat etmenin son yıllarda popülerleştiği söyledi 

Ömer Kartın, “Ben yeme içme turizminin. İhtisas Başkanlığını yapıyorum. dediğiniz gibi sektörde 30 yılı aşkın yolculuğum var. 20 yıldır da kendi firmam ile alakalı turizmin dünyada farklı yerlerinde bunları yaptım. Sonra bana böyle bir görev verdiler. Teveccüh ettiler. Ben de İhtisas Başkanlığı görevini 2 dönemdir yürütüyorum.”  Şeklinde kendini ifade etdi



Kartın, “Her kentin görülebilir, bir yapısı bir kimliği var. Türkiye'de de faaliyet göstermek gerek. Afyon gastronomiye tercih olmuş, tebrik ediyorum ve gurur duyuyorum. Türkiye'nin önemli kentlerinden biri Adana’lıyım Adana'da bir festival var. Buradayım. Adana’ya gitmedim. Buraya geldim. Gastronomi turizmi demek, bir yerde yeme içme faaliyetlerini yaşamak üzere seyahat etmektedir. 

Özellikle bunu, Çok basit keyif uğruna yeme içme uğruna gidip bunu çoğunuz yapıyorsunuzdur. Hadi kalkıp gidelim. Şurada şunu yiyelim diye küçük manada doldurulacak. Gastronomi turizmi daha geniş paketler halinde tur operatörlerinin hazırladığı ve size o bölgenin, yani tarımından toprağından köylünün üretiminden, hasatından her şeyini anlatan turizm adı gastronomi turizmi diyorum. 

Türkiye'nin çok yerinde zengin mutfak var ama bu yetmez bakın buradaki unvan. Geçmişimize o yemek kültürüne sahip çıkmışsınız ve bunu ileriye götürmek için her türlü adım atılmış üreten mal satan var. Bir de yiyen olduktan sonra 10 numara bir döngü var. Mesela sergi alanında maketleri yapılmış. Ben çok etkilendim.” dedi

Afyonkarahisar Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürü İhsan Akar, tescilli yemeklerden bahsederek, “Birçoğunu biliyorum ama bilmediğim 56 tanesi beni çok etkiledi. O yüzden hani çok doğru yolda kısa bir bilgi verelim, coğrafi işaretle tescil ürünlerimiz şu an 38 tane. 25 tane de başvuru aşamasında. Toplam 99 coğrafi işaret tescil başvuru markasında Türkiye'de ikinciyiz. Bu tabii bir süreç. 

Bunun pazarlama ticaret boyutu da var. Türkiye'de şu an zincir marketlerde Afyon ürünleri satılmaya başlandı. Avrupa Birliği, coğrafi işareti için başvurduk.” Dedikden sonra  Ömer Kartın’a

“Bu anlamda çalışmalarımız devam ediyor. 2 gün önce TÜRSAB  olarak güzel bir etkinliğe imza attınız, ilk defa Türkiye'de belki de dünya gastronomi şehirlerinde bir gastronomi treni faaliyetimiz vardı. Kısa bir bilgi alabilir miyiz sizden” 

Ömer Kartın “2018  bizim ihtisas Başkanlığı üyeleriyle bir arada toplantıda karar verdiğimiz bir proje. 

Malum dünyada gastronomi çok popüler. Bunun farkındayız zaten içindeyiz. bir de tren seyahati çok popüler. Bu ikisi de bir araya getirerek bir yolculuk yapabilir miyiz diye düşündük. 

Dünya örnekleri şöyle, lüks trenler var, trene çok sınırlı sayıda insan kabul ediliyor. Çok ünlü bir şef pahalı, bir menü hazırlıyor ve çok az kişiye nasip olabilecek bir seyahat oluyor bu. 

Biz böyle yapmayalım, biraz daha demokratik bir tren olsun. Uygun olabilsin. bir de lüksten ziyade yerele hitap etsin. Yerel şöyle olmasını istiyoruz, geçtiği bölgenin bizatihi özel yiyecekleri trende servisi verilecek. O kadar özel olsun ki hep mümkünse kentte de esnafta bulunmasın. Restoranlarda ki otobüste de aynı zamanda şehir esnafında da yemeğini yesinler. 

Restoranlara gitsinler, şehir restoranlarında tadını çıkarmaya devam etsinler. Oradaki daha ziyade köy kadınlarının yaptığı. En az kaybolmaya yüz tutmuş ama trende verebilecek kadar da pratiği olabilen önceden hazırlanmış evlerde direnin geçiş saatlerinde hazırlanacak belediyeler destek olacak. Burada çok önemli sizden de o yüzden çok ciddi destek gördük. 

Belediye lojistiği sağlayacak o kadar kooperatiften alıp trene ulaştırmayı sağlayacak ve trende de turistleri geçtiği coğrafyanın geçerken o bölgede kadınların hazırladığı yemeğin tadına bakacaklar. 

Çok özel bir tren dünyada eşi benzeri yok. Bu treni Türkiye'de birkaç yerde planladık. Adana'dan Niğde'ye, hatta Kayseri’ye kadar uzanan hatdı olacak. 

Afyon Dinar, Denizli hatdında olacak. Birkaç hatda, onlar sürpriz daha çalışmada olduğunu ilan etmiyorum. Yol boyunca yemekler yiyerek bir yerden bir yere ulaşmanız seyahatlerin parçası olarak kullanmaktadır. 

İstanbul'dan bir turist örneğin Afyon'a gelecek. Birkaç gün afyonda afyon'un tadına bakacak her türlü güzel şeyi test erek faaliyetler yaşadıktan sonra trene binip Denizli'ye gidip Denizli'ye aynı şekilde 1-2 günü geçirerek belki uçakla veya başka bir yolla geri dönecek.” Şeklinde projeyi açıkladı 

Mehmet Akdağ. “Ben bir turizm rehberi olarak şunu söyleyeyim, aslında bir numaralı turizm çeşidi gastronomi turizmi derim. Neden insanlar bir şehre ya da bir ülkeye giderken hiç gitmedikleri büyük şehre şu an dünya internet vasıtasıyla büyük bir kütüphane oldu. 

Gittiğimiz şehirde ya da ülkede ne yeriz diye bakarlar ilk önce. Mesela 2 ay önce bir toplantı için Brezilya'ya gittik. Biz dedik ki Brezilya'ya gittiğimiz zaman ne yeriz? 

Mesela Antalya'ya ilk kez gelenler Antalya'da ne yeriz diye bir araştırıyorlardır ya da ne bileyim Konya’ya gidenler İtalya'ya gidenler…

Bu anlamda aslında turizmin ilk temeli esası çeşitlilik sebebi gastronomi diye bir teorim var. Benim doğru aslında ne yeriz dedi derken şöyle orada ne yapıyor. Antalya'ya geldiğinde iyi bir İtalyan mutfağı da bulabiliyor, onlar da ön plana çıkabiliyor ama lokal yiyecekleri daha çok arıyoruz. 

Peki şimdi Türkiye'de sanırım bu konuda bir markalaşma başladı. Yani her şehir buna kafa yoruyor.” Açıklamada bulundu. 

İhsan Akar,   “Sizi de biliyorum Antalya'daki  bu işi olarak içindesiniz. Başka şehirlerde içinde biz gastronomide, marka şehir olduktan sonra 21 şehir, gastronomi, marka şehir dosyası verdi ve biz bu 21 şehrin altına danışmanlık yapıyoruz. 

Fahri olarak siz nasıl bir yol izlediniz diye Afyon'un yıllardır moda şehri olan unvanını biz biraz daha akademik ve unvanlı hale getirmeye çalıştık. 

Mehmet Akdağ “Asıl amacımız bu, şimdi siz de geldiniz. Biliyorsunuz yukarıdaki tarihi konaklarımızı bu işin içine soktuk. 610 konağımız var. 2 tanesi gastronomi faaliyeti yapıyor. Hem tarihi, hem kültürü hem turizm hem gastronomi birleştirmiş olduk. 

Biz gastronomi turizminde düzenlemeyi önem veriyoruz. Bütün mesele düzenleme örneğin coğrafi işaret alınıyor. Ama bunu kontrolü çok önemli. Kontrol edemezsek çok kaybederiz. Örnek hep aynı şeyleri konuşur. Rockford beyinlerini herkes söylüyor. Çünkü çok bilindik. bir marka fransızların küflü peynir eninde sonunda ama çok kıymetli olmasının sebebi kendini harika korumuş. Öyle bir korumuş ki sınırlarının ötesinde rockford köyün dışında bile rokfor markası kullanamıyorsunuz ve sıkı cezalarla bunu kanunlara yazma bilmiş. 

Biz bunu başarmalıyız. Yani coğrafi işaretli ürünlerimizi iyi korumalıyız ki bu da ulaştığımız zaman o zaman zaten hak edenin hakkını verdiğinizde yatırım yapan da daha çok devam eder. 

Yatırımına daha iyi işletmelerimiz çoğalır, daha çok kaliteli yerlere ulaşırız. Turist daha mutlu, oldukça daha da para harcar, daha büyük turizmi ulaşmış oluruz.” Şeklinde ifade etdi. 

İhsan Akar, “Afyon üzerinde sizin bir öneriniz var mı? Gastronomi turizmini hangi aşamaya çıkarmak için nasıl bir süreç işlenmeli, ne yapılabilir?” 

Mehmet Akdağ, “Şimdi çok değerli ürünleriniz var. Bunlarla aslında bazı yemekleri taklit etmeye çalışılmış. Bence bundan bir kurtulmalı, imza yemeklerini çıkartmalı. 

Mesela haşhaşi da kalkıp bir baklavanın içine kullanmayalım, yapılmış, bununla başka bir ürün yapalım. Mesela haşhaşlı unu yapalım. Başka bir şeyler yaratalım. Yani yaratıcılığın oradan çıkartmak lazım” dedi. 



İhsan Akar, “Aradan çıkaralım mı? 

Mehmet Akdağ “Evet, kreatif işler yapmak tamamen imza ürünleri olmalı bence evet.”

İhsan Akar, “ Bu festival için biz 7 oteli kapattı. Bak şöyle bir afyon'daki 5 yıldızlı yaklaşık 16 otelde toplam 30000 yatak kapasitemiz var. Tabii diğer otellerde de misafirlerimiz, müşterilerimiz, gelenimiz, gidenimiz var. bir hafta sonu hareketliliği açısından söylüyorum. Buranın turizm ilişkisine küçük bir örnek, 7 otel. Şu an sadece festival misafirleriyle dolu. Gastronomi turizmi ilişkisi açısından önemli.“ Soru cevapla panel sonlandı.

Panel doğrultusunda tüm fikirleri projeleri icraatları benimseyerek, gerçekdende; Çoğu durumda, tatildeyken dışarıda yemek yemek, tarihi yerleri ve müzeleri ziyaret ederken yaşananlarla karşılaştırılabilir yerel bir mirasın’ tüketimini içerir. Bununla birlikte, bu artan ilgiye rağmen, konuyla ilgili sistematik araştırmalar neredeyse yok olmuştur. Gastronomi ve mutfak mirasının turizmdeki rolü, gelişimi ve geleceği hakkında daha iyi bir anlayış geliştirmek için bu tür festivallerin yerinde etkinlik olduğunu söyleyebiliriz.

Birçok insan sadece gastronomik amaçlar için seyahat eder. Gıda, insanoğlunun temel ihtiyacıdır ve seyahat etmeye karar vermek için ana motive edici faktör haline gelir. 

Böylece gastronomi fenomeni ve dünyadaki rolü turizm keşfedilmeye değer. Bir ülkenin gelenekleri ve ayrıca yemek pişirme sanatı ve kültürü destinasyonun iyi mutfağının önemi çok yüksektir. 

Bölgenin veya ülkenin gastronomi markasını yaparak değerlendirmeli ve turistik tekliflere dahil etmelidir.

Gastronomi turizmi geliştirme planı olmalıdır.  Gastronomi turizmi katkıda bulunmalı sürdürülebilir kalkınma hedeflerinin gerçekleştirilmesi, ekonomiyi ilerletmek için itici bir güç olabilir, yeni işler, o alanda çalışan nüfusun gelirinin artırılması vs.

Bazen gastronomi, seyahat etme kararı vermede belirleyici rol oynar. Ayrıca turistlerin genel seyahatten memnuniyeti üzerindeki etkisi önemli. 

Dolayısıyla gastronomi ve turizm konuları çok

gastronomik bir marka geliştirmek ve turizmi teşvik etmek için önemli ve keşfedilmeye değer.

Sürdürülebilir kalkınma hedefleri,  gıda israfı, toplumun güçlendirilmesi için politikalar ve iş stratejileri belirleme,

iş yaratma, gastronomi turizminin daha iyi ölçülmesi ve daha iyi anlaşılması gereklidir.

Tüketici motivasyonları ve davranışları üzerine araştırma ve gastronominin ekonomik etkisinin ölçümü, turizm mesleki eğitim ve öğretimin temel olduğu durumlar gerektirir.

yilmazparlar@yahoo.com


2 Ekim 2022 Pazar

Moshonis Balık Restaurant Neden Tercih?-Yılmaz Parlar Haberi

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE

  Moshonis Balık Restaurant Neden Tercih?

En kaliteli deniz ürünlerini yemeye değer veren herkes, Moshonis Restaurant’ı neden tercih ediyorlar? 

En lezzetli Balık Yemekleri Nerede Yenir? Sorusunun cevabı; Neden Moshonis



Şehrin renkli ve çok kültürlü gastronomik zenginliğini keşfetmeye can atan yabancı turistlerinde gözbebeği olan, Feneryolu Bağdat caddesindeki Moshonis Restaurant’ı özel yapan nedir?

Başkalarını, lezzetli deniz ürünleri ile beslemeye sevgisi olan, alçakgönüllü, saygılı, empati duyan, dahiyane yemek hazırlayan, Ayvalık Cunda adalı ödül zengini Şef İsmail Doğan, 1986 yılından beri sektörün içinde.



Şef İsmail Doğan sahibi olduğu, “Mis Kokulu Ada” anlamına gelen, Moshonis Restaurantın Mutfağında 3 temel değeri; Her zaman tazeyi en kaliteli malzemeleri tercih etmesi, sade ve lezzetli tutması, bunlarıda azim, disiplin, bağlılık, yaratıcılık, sezgi, sürdürülebilirlik ve takım çalışlarına dostlukla, samimiyetle danışman nitelikli olması. 



Yetenekli Şef İsmail Doğan, en iyi deniz ürünleri satıcılarıyla ilişkiler geliştirdiğini, nadir bulunan balık türleride dahil olmak üzere, gelişmiş bir tedarik lojistiği olduğunu söylüyor. Böylelikle, gastronomide lezzetin en önemli unsuru kaliteli malzemeden geçtiği, ele alındığında, avantaja sahip olduğu ortaya çıkıyor. A Sınıfı deniz ürünlerinden A Sınıfı yemekler elde ediyor.



Mutfağına yeni tarifler, yeni lezzetler ve yeni pişirme teknikleri getirmek için devamlı sayısız deneyimlerini dile getiriyor.

Dünyanın her yerinden artan sayıda ziyaretçiyi memnun eden Moshonis lezzetleri, Cunda efsanesi Balıkesir Ayvalık ürün lezzetleri olmadan yapamazsınız diyor Şef İsmail Doğan. 



Menüsünde zengin balık ve deniz ürünleri seçkisiyle hazırlanan yemekleri, Türk Mutfağına- Türk gastronomisine Deniz kültürünü getirenlerden biri olarak, şef İsmail Doğan’ın sahip olduğu Moshonis restaurantına ayrıca bir değer kazandırıyor.

Menüde Akdeniz, Ege, Marmara denizin farklı yerlerinden gelen balık ve deniz ürünleri koleksiyonuna sahip söz konusu yemekler, biber, sarımsak, kekik, zeytin, kapari, çeri domates ekleriyle hatta portakal suyu ile krema ve peynir çeşitleri vs. uyumlu kokulu baharatlar ve sebzelerle zenginleştiriliyor. 

Çorbası, aperatifler, balık köfteleri, Patlıcanlı Balık kebabı, Patlıcan Merzane, ahtapot kokoreç ve daha pek çok spesialler görülmemiş boyutlara ulaşan lezzetleriyle gerçek bir efsane. 



Fiyatlar makul, kalite mükemmel ve ürün çeşitliliği geniş. Balık restaurantda ilk balık önemlidir. Balıkdan başka restaurant atmosferi, hizmet kalitesini ve diğer kriterleri sayarsak buranın turizmi teşvik eden turizmin geleneksel mutfağını yerel, ulusal ve uluslararası düzeyde tanıtan yeni yemek deneyimleri yoluyla kültür yansıtan mekan olarakda görülmesi, değerini katlıyor.

Mis kokokulu ada anlamına gelen Moshonis Restauranta 1001 lezzete sahip Balık evi demekde gerekiyor.


yilmazparlar@yahoo.com