7 Kasım 2016 Pazartesi

ARMAGGAN Art- Design Gallery- Content İstanbul-Yılmaz Parlar

AVRUPAPOST GAZETE <![endif]--> AVRUPAPOST GAZETE



“UYGARLIĞIN SONU”-

Nilgün Sabar“Uygarlığın Sonu”-Betül Cankara “Bırak Kendim Olayım”

ARMAGGAN Art- Design Gallery’nin keşfettiği ve desteklediği Genç sanatçı ve tasarımcıların eserlerini 3 Kasım 2016 Perşembe günü Maçka Content İstanbul’da sanatseverlerle buluşturdu.

ARMAGGAN Genel Müdürü Ebru Karaçam ve Content İstanbul Kurucusu Sami Savatlı ev sahipliğiyle, şirin sıcak ortamın atmosferinde sergilenen açılışda sanatcıların sanatsever değerli dostları, iş, sanat, akademi dünyasından isimler vardı.

Sergide; Arman Suciyan -Yiğit Dündar, Berk Saatçioğlu -Mehmet Ali Serhan, Yıldız, Betül Cankara, Canan Ustaoğlu Savaş, Dilek Aydıncıoğlu, Dinçer Güngörür, Egemen Kemal Vuruşan, Emre Kantaşlı, Güneş Özmen, Hülya Sözer, İrem Çamlıca, Lütfiye Kösten,  Mahmut Aydın, Mustafa Akkaya, Nilay Özenbay, Nilgün Sabar, Ozan Emre Han ve Şevket Arık. gibi sanatçı ve tasarımcılar yer aldı.

Resimlerin enerjisini aldığınız sanatcılar arasında Nilgün Sabar, Betül Cankara, ile resimleri hakkında sohbet ettik. 

Nilgün Sabar, eserlerini, Bozdağların büyülü ortamında oluşturduğu atölyesinde dört aylık çalışma sonrası ortaya çıkardığını ve tamamen dağa esini eser olarak tanımlıyor. Kullandığı hayvan sembolleri iş sembolleriyle kolllektifleşen semboller olduğunu yeni bir korumalı alan oluşturma arzusu ile çıkışını ifade ediyor. Nilgün Sabar “ Eser, izleyiciye ana rahmi koruması verme arzusuyla doludur. Dünyanın buna ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Eserin diğer adı -Uygarlığın Sonu” diyor. 
Nilgün Sabar, yaşamayı sevgiyi sakladığı sembollerinin aralarındaki ruhu, aşılama misyonu üstlendiği belli oluyor.  

Soluksuz koşan sanat hayatında yaşam felsefesi birbirini tamamlayan zincir halkaları gibi,biri aradan çıkartılınca bütünlüğü bozulan tılsım adeta. Sevgiyi bir solukta içine çeken, yaşam felsefesini altın tepsiyle tabiatı tüm çıplaklığıyla önünüze seriyor. Yaşadığınızı sandığınız hayatınızı tekrar sorgulatan, hayat yolunuzun çiçekli ve dikenlerinden tercih seçiminizle güzelleştirmek veya çirkinleştirmek elinizde olduğunu, çiçekten çiçeğe konan bal yapan arılar gibi resimlerde gezindikce yaşamınızın ballaştığı farketiyorsunuz.

Betül Cankara genelde büyük ve oval tuvallerde çalışmayı seviyor. Önceden tasarlamadığını fırca, boya tablet, tuval ve o günkü ruh hali renklerin seçimi eserin belirleyicisi oluyor. Her yapıtı evrensel bir olgunun dili oluyor. 
Hayatdan zevk almak, istek doğrultusunda yaşamak ancak güzel olumlu duygu optimist düşünce ve davranışlarla mümkün. Betül Cankara’nın beyin fırtınası yaptıran motifleri sizi düşünce girdabında felsefe çukuruna itekliyor sınavdan geçiriyor. Resmin sevgi dokusunu hücrelerinizde hissettikce yaşam duvarını örerken açıkta bıraktığımız üşüyen yanlarınız sıcak bir aşıyla veya dost bir serumla hayat buluyor.. Tamamen sessiz ve hareketsiz bir şekilde durduğunu düşündüğünüz moleküler, cisimler bir iç ses çıkarıyorlar. Özgürlüğe var olmaya saklı motifler yer yer tabakalar, Bir varlığın varoluş düzlemi ve plakaları katmanları oluyor.    

Eserler 3 Kasım 2016-7 Ocak 2017 tarihleri arasında Content İstanbul’da sanatseverlerin ziyaretine açık olacak.



 yilmazparlar@yahoo.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder